top of page

İlkel Akrabalık - Çift Bağı İnsan Toplumunu Nasıl Doğurdu? 8

I. EVRİMSEL TARİHÇİLER OLARAK PRİMATOLOGLAR

(1.3) 4. Biyolojik Akrabalıktan Kültürel Akrabalığa

  • Kan Bağına Dayalı Akrabalığın Ötesinde

  • “İnsanlığın Soybilimsel Birliği” (The “Genealogical Unity of Mankind”)

  • İnsan Akrabalığının İki Taraflı (Çift Yönlü) Yapısı

Bir önceki yazıda Biyolojik Akrabalıktan Kültürel Akrabalığa başlığının ilk alt başlığını ele almıştık. Bu yazıda diğer iki başlığı göreceğiz.

İnsanlığın Soy Birliği

Aşağıdaki bölümde, “Akrabalık sadece kültürle mi şekillenir, yoksa doğanın da bu işte hâlâ güçlü bir parmağı var mı?” sorusunun cevabını bulacaksınız. Chapais burada diyor ki: “Bazı toplumlar anneliği, babalığı kültürel olarak yok saysa da, biyolojik gerçekler bu ilişkileri hâlâ kurar.” Mesela, bir toplum anne olmanın önemini küçümseyebilir ama doğum, emzirme ve bakım gibi biyolojik süreçler yine de anne-çocuk arasında özel bir bağ kurar. Bu bağ, ister kabul edilsin ister inkâr edilsin, oradadır. İkinci olarak, Chapais insan toplumlarının tamamında ortak bir “soy birliği” olduğunu savunuyor. Yani her toplumda farklı şekillerde görülse de annelik, babalık, kardeşlik, evlilik ve akraba ayrımı gibi yapıların kökeni aslında hep aynıdır ve bu kökenler insan dışı primatlarla ortaktır. Kültürler çok farklı görünebilir ama bu farklılıkların altında yatan bir “ortak hikâye” vardır. Son olarak, İnsan akrabalığı o kadar karmaşık hale geldi ki bunu anlamanın yolu, tarihsel köklerine, yani primat atalarımıza bakmaktır. Onları anlamadan bugün bizde olan bu karmaşık sistemin nasıl ortaya çıktığını anlamak mümkün değildir.

Bu başlıktan çok fazla yerin altını çizdiğimi görüyorum. Chapais, insan akrabalık sistemlerinin evrimsel kökenleri ve kültürel çeşitliliği üzerine bir argüman sunuyor.  Akrabalık sistemleri evrimsel bir temele dayanır diyor. Chapais, kültürel çeşitlilik ne kadar büyük olursa olsun, insan akrabalık sistemlerinin biyolojik ve evrimsel bir temele dayandığını savunuyor. İnsanlar, kültürel olarak annelik ve babalığın anlamlarını değiştirebilir, hatta bazı toplumlarda annelik veya babalığın biyolojik boyutunu reddedebilir. Ancak, biyolojik annelik ve babalık bağları, belirli ilişkilerin şekillenmesine yol açar. Örneğin, doğum, emzirme ve anneye ait (maternal) bakım nedeniyle anneler ve çocukları arasında özel bir bağ oluşur. 

Sayfa 55:

Kültürün en temel üreme bağını bile yadsıyabileceği gerçeği, insan ilişkilerinin soy akrabalığının etkisinden kurtulduğu iddiasını özellikle desteklemektedir. Ancak annenin üremedeki rolü ister tanınsın ister yadsınsın -herhangi bir toplumda “soy ağı” annelik için geçerli olsun ya da olmasın- anneliğin soy akrabalığı yarattığı gerçeği değişmez. Üreme ideolojisi ne olursa olsun, hamilelik, doğum, emzirme ve anne bakımının biyolojik gerçekleri matrifilial bağlantılara dönüşür. Ve annelerin üreme rolüne dair kültürel inançlar ne olursa olsun, annelik, anneyle akraba olan akrabalar arasında tercihli bağlar oluşturur. Yavrular annelerini tanır, kardeşler ortak annelerini tanır ve bireyler de annelerinin ebeveynleri, kız kardeşleri, yeğenleri gibi anne tarafından akrabalarını tanır. Annelik soy ağacından çıkarılamaz. Annelik, annelerin üreme sürecine dahil olduğuna inanılsa da inanılmasa da akrabalık yaratır.”

Burada anlatmak istediğim, biyolojik anneliğin annelikle ilgili kültürel pratiklerin ötesine geçerek her zaman annelik davranışına ve rahim akrabalığına yol açtığı değildir. Anneleri çocuklarından ayırarak ve çocukların başka kadınlar tarafından emzirilip büyütülmesini sağlayarak anneliğin tanınmasını ortadan kaldırmak kesinlikle mümkündür. Ancak bu tam da annelerin üremedeki rolünü yadsıyan ideolojilerin, anneler ve çocuklar arasında tercihli bağların oluşmasını ve dolayısıyla ana-yanlı akrabalığın tanınmasını önlemek için başarması gereken şeydir. Benzer bir mantık, babalığın kurumsallaşmış bir şekilde yadsındığı durumlar için de geçerlidir. Kültürün biyolojik annelik ve babalığa müdahale ettiğine ve bunu derinden yaptığına şüphe yoktur (Hrdy 1999), ancak bu durumlarda bile anne-çocuk ve baba-çocuk bağları belirli sonuçlar üreten özel bağlardır; ana-yanlı ve baba-yanlı akrabalığın tanınması ve buna göre hareket edilmesi için gereken tek şey budur.

İkinci iddiam ise Schneider'in iddiasının tam tersidir: insanlığın soy birliği gerçekten vardır ve bunun büyük bir kısmı primat mirasımızdan gelmektedir. Burada ima edilen, kültürel akrabalığın tüm boyutlarının - sınıflandırıcı, sosyal ve kurgusal - insan toplumunun kendine özgü derin yapısını, egzogami konfigürasyonunu geliştirdikten sonra onu karakterize eden soyağacı şebekesinden kaynaklandığıdır. İnsanoğlunun soy birliği asgari olarak şu hususları içerir: istikrarlı üreme bağları, annelik, babalık, kardeşlik, aile içi ensestten kaçınma, kişinin yakın ana ve baba tarafından akrabalarını tanıması, kişinin kayınlarını tanıması ve onlara müttefik olarak davranma eğilimi ve eş seçiminde belirli akrabalık önyargıları. Bu özellikler bir arada ele alındığında, bilinen tüm akrabalık sistemlerinin çeşitlendiği, insan toplumunun derin yapısının ayrılmaz bir parçası olan insanoğlunun temel akrabalık sistemini tanımlar. Koşullara bağlı olarak, sistemin temel unsurları, grup çapında uterus veya agnatik akrabalık yapıları ve çeşitli soy örüntüleri gibi daha karmaşık fenomenler üretebilir.”

Çok uzun bir alıntı yaptım ama bu bölüm  çok önemsediğim bir konuya değiniyor. Chapais, biyolojik akrabalık kültürel akrabalıkla çelişmez diyor. Kültür, akrabalık sistemlerini önemli ölçüde şekillendirir ve bazen biyolojik gerçeklikleri inkâr edebilir. Ancak, kültür biyolojiyi tamamen ortadan kaldıramaz. Annelik veya babalık biyolojik olarak tanınmasa bile, anneler ve çocukları arasındaki bağ gibi bazı temel akrabalık ilişkileri yine de kendiliğinden ortaya çıkar.

***

Yukarıdaki son tespit Chapais’in tüm argümanında çok önemli bir yere sahip. Benim içime sinmeyen şey de burada düğümleniyor. anneliğin biyolojik olarak reddi imkansız ama babalık öyle değil. Ben babalığın biyolojik olarak keşfinin ne zaman ve nasıl olduğunun bilinmesinin gerekli ve önemli olduğunu düşünüyorum ama Chapais yukarıda da belirttiği gibi asıl olanın çocuk ile ebeveyn arasındaki bağın doğal olarak oluşması olduğuna vurgu yapıyor. Daha sonraki kısımlarda bu bağın nasıl kurulmuş olabileceğine dair fikirlerini detaylandırdığını göreceğiz. Ama daha önce de yazdığım gibi bu temel tespitleri özellikle vurgulamak istiyorum ki neye ve nereye odaklanacağımızı görelim. Chapais doğru şeyler söylüyor olabilir ama ikna olmak için okumaya devam edelim. 

***

Chapais, akrabalık sistemleri primat atalarımızdan gelir diyor. İnsanların akrabalık sistemleri, yalnızca kültürel bir icat değil, aynı zamanda primat atalarımızdan miras kalan evrimsel bir olgudur. Özellikle annelik, babalık, kardeşlik, ensest kaçınma ve eş seçiminde akrabalık yanlılığı gibi unsurlar, insan topluluklarında evrensel eğilimler gösterir. Kültürel çeşitlilik bu temel yapıyı farklı şekillerde dönüştürse de, altında yatan biyolojik mekanizmalar değişmez. Akrabalık sistemlerinin evrimsel gelişimi kültürel çeşitliliği açıklar. Chapais, antropolojinin genellikle kültürel çeşitlilik nedeniyle evrensel akrabalık kalıplarını görmezden geldiğini söylüyor. Ancak, primatların akrabalık sistemleri incelendiğinde, insan toplumlarında da ortak bir biyolojik temelin olduğu görülebilir. Akrabalık sistemleri tarih boyunca kültürel olarak çeşitlenmiş olsa da, bunların altında biyolojik olarak belirlenmiş bazı temel prensipler bulunur. Sonuç olarak Chapais insan akrabalık sistemlerinin kültürel çeşitliliğine rağmen ortak bir evrimsel temele sahip olduğunu öne sürüyor. Kültür, akrabalık ilişkilerini şekillendirebilir ve bazı biyolojik gerçekleri reddedebilir; ancak, annelik, babalık ve kardeşlik gibi ilişkiler, biyolojik süreçler tarafından üretilen temel bağlar olarak kalır. İnsan akrabalık sistemleri, primat atalarımızdan gelen biyolojik temellerin üzerine inşa edilmiş ve zamanla kültürel çeşitlilikle şekillenmiştir.


Kompozit bir dijital görüntü, doğal bir ortamda çok nesilli geniş bir aileyi göstermektedir. Grup, bebeklerden yaşlılara, erkeklerden kadınlara kadar çeşitli yaşları temsil eden ve görünür aile benzerlikleri olan düzinelerce gerçekçi insan figürü içeriyor. İnsanlar, akrabalık bağlarını simgeleyen, birbirine bağlı küçük aile birimleri halinde düzenlenmiştir. Sahne, antropolojik ‘soy grubu’ veya ‘soy’ kavramını çağrıştıran güçlü bir birlik, akrabalık ve nesiller arası bağlantı duygusunu yansıtmaktadır. Doğal aydınlatma, sıcak renk tonları ve ayrıntılı bir ortam, görüntünün duygusal ve sembolik derinliğini artırıyor.
Soy birliği içinde evrimleşen insan toplulukları: Akrabalık bağlarıyla örülü çok nesilli bir insan grubu.

İnsan Akrabalığının İki Taraflı Karakteri

Bu başlık altında "insanlar akrabalarını nasıl tanır, bu tanıma sistemi nereden gelir ve neden bu kadar karmaşıktır?" sorularının cevabını bulacaksınız. İnsanlarda akrabalık sistemi hem anne hem de baba tarafını kapsar. Yani biz hem annemizin hem de babamızın ailesini "akraba" olarak biliriz. Bu iki taraflı sistem sayesinde insanlarda akrabalık ağı çok geniş ve karmaşık hale gelir. Oysa bazı hayvan türlerinde, mesela bazı maymunlarda, sadece anne tarafı tanınır. İnsanlar, atalarından gelen bu iki taraflı akraba tanıma yeteneği sayesinde büyük aileler, soy grupları ve toplumsal düzenler kurabilmiştir. Ancak bu, tüm akrabaların eşit derecede önemli olduğu anlamına gelmez. Bazı toplumlar sadece baba soyuna (ya da sadece anne soyuna) öncelik verir; miras, mülkiyet ya da aile üyeliği buna göre belirlenir. Ama ne olursa olsun, insanlar iki taraflı akraba tanımaya devam eder. Yani bu başlıkta, insan akrabalık yapısının neden bu kadar çok yönlü ve evrensel olduğunu, ama aynı zamanda neden kültürden kültüre farklılaştığını görüyoruz. İlginç olan, her ne kadar toplumlar farklı kurallar koysa da, insanların "akraba tanıma" sisteminin temelinde hep iki yönlü bir yapı olmasıdır.

Bu başlık, insan akrabalık sistemlerinin evrimsel ve antropolojik temellerini ele alıyor. Chapais, insan toplumlarında akrabalığın biyolojik kökenlere dayandığı ancak kültürel çeşitlilik nedeniyle farklı şekillerde yorumlandığını aktarıyor. Kültür, biyolojik akrabalığı reddedebilir veya farklı şekillerde tanımlayabilir, ancak biyolojik akrabalık bağları hala belirleyici bir faktördür. Örneğin, bazı toplumlar anneliğin biyolojik yönünü reddetse de, gebelik, doğum ve emzirme gibi süreçler doğal olarak anne-çocuk bağları oluşturur. İnsan akrabalık sistemlerinin temelleri, primat evriminden gelen bazı kalıplarla şekillenmiş. Chapais, Anneliğin (matrifiliasyon/annesoybağı) ve babalığın (patrifiliasyon/babasoybağı) tanınması; İçgüdüsel ensest kaçınma mekanizmaları; Kardeşlik ilişkilerinin ve evlilik ittifaklarının tanınması gibi akrabalık kavramlarından bahsediyor. İnsan toplumlarında akrabalık hem anne hem de baba tarafından izlenir (bifilial kinship), bu da akrabalık ağlarını son derece karmaşık hale getirir. Diğer primatlarla karşılaştırıldığında, insanlardaki çift hatlı akrabalık tanıma, daha büyük ve karmaşık sosyal grupların oluşmasını sağlamış. Kültür, akrabalık sistemlerine büyük ölçüde şekil verir. Patrilineal (baba soylu) ve matrilineal (anne soylu) sistemler, toplumların nasıl organize olduğunu belirler. Her insan toplumunda akrabalık iki taraflı takip edilse de, her akraba grubu eşit derecede önemli değildir. Unilineal (tek soy çizgili) topluluklar miras ve hakları belirli bir soydan gelenlere verir, ancak diğer akrabalar da hala tanınır. Avunculate (dayı-yeğen ilişkisi) gibi sistemler, belirli akrabalık bağlarının kültürel olarak nasıl şekillendirildiğini gösterir. Sonuç olarak Chapais, insan akrabalığının temelinde evrimsel ve biyolojik süreçlerin olduğunu, ancak bu akrabalık sistemlerinin kültürel farklılıklarla çeşitlendiğini öne sürüyor. İnsan akrabalık ağları, diğer primatlara kıyasla daha karmaşıktır ve çift taraflı takip edilen bir sistemin sonucudur. Ancak kültürel uygulamalar bu biyolojik temelleri değiştirerek toplumlar arasında farklı akrabalık sistemleri oluşturmuştur.


İnsan akrabalık sistemlerinin en önemli evrimsel özelliği çift yönlü (bifilial) oluşudur; yani akrabalık hem anne (matrifiliasyon) hem de baba (patrifiliasyon) hattı üzerinden izlenir. Bu çift taraflı sistem, bireyin hem annesinin hem de babasının ailesiyle akrabalık kurmasına olanak tanır. Sonuç olarak, insanlar oldukça geniş ve karmaşık akrabalık ağları kurabilir. Bu yapı, evrimsel olarak insanlara özgüdür ve diğer primat türlerinde görülmeyen bir zenginlik sağlar. Bazı toplumlar soy takibini yalnızca tek hat üzerinden (örneğin patrilineal ya da matrilineal) yapar, ancak bu durum bile bireyin iki yönlü akrabalık tanıma kapasitesini ortadan kaldırmaz.
İnsan akrabalığı soy çizgisini aşar: Hem anne hem baba hattından gelen bağlar, eşsiz bir toplumsal ağ oluşturur.

İnsan akrabalık sistemlerinin en önemli evrimsel özelliği çift yönlü (bifilial) oluşudur; yani akrabalık hem anne (matrifiliasyon) hem de baba (patrifiliasyon) hattı üzerinden izlenir. Bu çift taraflı sistem, bireyin hem annesinin hem de babasının ailesiyle akrabalık kurmasına olanak tanır. Sonuç olarak, insanlar oldukça geniş ve karmaşık akrabalık ağları kurabilir. Bu yapı, evrimsel olarak insanlara özgüdür ve diğer primat türlerinde görülmeyen bir zenginlik sağlar. Bazı toplumlar soy takibini yalnızca tek hat üzerinden (örneğin patrilineal ya da matrilineal) yapar, ancak bu durum bile bireyin iki yönlü akrabalık tanıma kapasitesini ortadan kaldırmaz.

Comments


Abonelik Formu

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

©2020, Okunduğu Gibi tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page