top of page
Okunduğu Gibi

Sosyoloji Bölümüne Başlarken

Sosyoloji eğitimi almak istediğimi anlayınca çok da alternatifim yoktu. Anadolu Üniversitesinin Açık Öğretim Fakültesi imdadıma yetişti. İkinci Üniversite imkanından yararlanarak bölüme kaydımı yaptırdım.


ilk başta fikrim şu idi. Nasıl olsa zaten okumaktan zevk aldığıma göre işim kolay olur diye düşünüyordum. Açıkcası dersler başlayınca çok da haksız olmadığımı gördüm ama bir sıkıntı ortaya çıktı. Sıkıntıya gelmeden önce Anadolu Üniversitesi ve harcanan emek hakkında yazmazsam olmaz.


Muazzam bir emek vardı ortada. Kitaplar, ünite özetleri, sınava hazırlığa yönelik sorular, alıştırmalar, konu özeti video anlatımı, canlı ders yayını kayıtları. Gördüğüm özen o kadar göz alıcıydı ki, anlatmak güç. Kitap okumayı, kitabı elime alıp okumayı seven birisi olarak pdf formatı bana çok da uygun olmasa da bu kadar bilgiyi bu kadar makul fiyata sunmalarına inanmak çok güçtü ama yapmışlardı. Ben sosyoloji bölümünün bütün kitaplarını sipariş ettim ve elime bir kaç gün içinde geçmiş oldu. Artık elime alıp, altını çizip okuyabileceğim değerlilerim de elimdeydi.


6 dersten sorumluyum: Sosyolojiye Giriş; Sosyal Bilimlerde Temel Kavramlar; Sosyal Politika; Sosyolojide Araştırma Yöntem ve Teknikleri; Nüfus ve Toplum; Psikoloji. Kitapların alığım ilk 3 günde kitapların ilk ünitelerini okudum. Güya çok kitap okumuş olan ben meğersem bu konulara ne kadar uzakmışım. Tabi ki birçok kişiden, bir çok kavramdan haberdardım ama işin bu boyutunu görmemiştim.



Birinci sınıf ilk dönemde sorumlu olduğumuz 6 dersin kitapları. Sosyolojiye Giriş; Sosyal Bilimlerde Temel Kavramlar; Sosyal Politika; Sosyolojide Araştırma Yöntem ve Teknikleri; Nüfus ve Toplum; Psikoloji.
Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf Ders Kitapları

Canlı derslerin başlaması zaten hayran kaldığım sistemin değerini bir kat daha artırdı. Canlı yayınları canlı olarak öğretmenlerden dinlemek çok keyifli ve motive edici. Hocalara ders sırasında soru sorabilmek yüz yüze eğitim olmamasının dezavantajını bir nebze olsun hafifletiyordu. Ta ki canlı yayınlara katılmanın kotası olduğunu görene dek. 150 veya 200 kişiyi geçince canlı yayına katılmanıza izin vermiyor sistem. Bu belki de Anadolu Üniversitesine verebileceğim tek eksi puan oldu.


Karşılaştığım ikinci sıkıntı derslerin bazılarının saat 6 da başlaması. Bu bazı derslere mesai saatlerimle çakıştığı için girmemin mümkün olmayacağı anlamına geliyor. Gelelim bir diğer övgüyü hak eden noktaya daha. Dersleri dinlerken yan ekrandan soru sorma imkanımız var. Bu imkanı kullanmaya can atanlardan birisi de ben oldum. Aklıma takılan konuları soruyorum. Sorular eğer canlı yayında cevaplanamayacak gibi ise bize mail yoluyla ulaşabilirsiniz dedi hocalar. Bir başka keyif anı daha. Bu imkanı hemen kullandım tabi.


Yazının başında bir sıkıntıdan bahsetmiştim, şimdi oraya geliyorum. Ders konuları işlenirken konuların içinde Öğrenme Çıktısı başlığı altında, Araştır; İlişkilendir; Anlat/Paylaş kısımları sunulmuş. İlk hafta bu kısmı çok önemsemedim ama sonra bir şeyi fark ettim. Sosyoloji gibi bir bölümün, böyle bir sosyal bilimin online şekilde öğrenilmesindeki en büyük sıkıntı öğretim görevlilerinin mentörlüğünden yoksun kalınmasının kaçınılmaz olduğu.


Sosyoloji demek gözlem yapmak, araştırmak, toplumla, bireyle iç içe olmak demek. Yani görmek ve üretmek demek. Sosyoloji nasıl üretir: yazarak. Peki yazmak işi nasıl öğrenilir: yazarak. Yani bol bol oku, bol bol yaz. İşte sıkıntı burada. Yazmakta sorun yok ama yazdığım şeyin doğru olup olmadığını nasıl, nereden bileceğim? Bunun tek yolu var öğretmenlerden ödev almak ve bu ödevleri yerine getirmek. İşte peri masalındaki sıkıntı burada. Online eğitimin sıkıntısı burada.


Bu sıkıntıyı aşmak için bir formül üretmeliydim. Kimsenin beni zorlamasına gerek yoktu. Kitaptaki etkinlikleri kendime görev edinebilirdim. Öyle de yaptım. Ve şu ana kadar sağolsun mail attığım öğretim görevlilerinden olumlu dönüşler aldım. Onlar müsaade ettiği sürece yazdıklarımı göndermeye devam edeceğim.


Bugünlük bu kadar.



Comments


bottom of page