top of page

Kendini Gerçekleştirme Üst Sınıfların Tekelinde mi

Bu yazı "Pierre Bourdieu Okuma Programı | Doç. Dr. Fuat Güllüpınar (2. Bölüm)" isimli youtube videosunun 13. dakikasındaki entelektüel olmanın üst sınıflarla ilgisi olduğuna dair sözleri üzerine yorum olarak yazılmıştır.


Asıl mesele entelektüel olmak mı yoksa kendini gerçekleştirmek mi? Üst sınıfların kendisini gerçekleştirme hakları var ama alt ve orta sınıfların böyle bir imkanı yok.(mu?) Kendini gerçekleştirme derken sahip olduğu yeteneklere uygun iş yapabilme, potansiyelini hayata geçirebilmeyi kast ediyorum. Üst sınıflar öyle özgürler ki (tabi dayatılan hayatları yaşamak zorunda kalanları kastetmiyorum, ideal olarak özgür bir şekilde yetiştiklerini farz ediyorum) onlar istedikleri eğitimi, kendi istedikleri şartlarda alabiliyorlar. Böyle olunca da ben kimim, ne yapmaktan zevk alıyorum, ne yaparsam anlamlı bir hayatım olur gibi sorular onların gündeminde olmuyor. Aslında bunları yazarken sürekli ideal şartlardan bahsettiğimi fark ediyor ve huzursuz bir şekilde paranteze alma ihtiyacı hissediyorum. Bu yüzden paranteze almadan direkt yazayım.

Kendini Gerçekleştirmek Üst Sınıfların Tekelinde midir?
Kendini Gerçekleştirmek

Buradan şu sonucu çıkardım ki Üst sınıfta olanın ideal olacağına dair bir ön yargı sorunum var. Sanırım bu sorun sadece bende yok genelde var. Eğer üst sınıftan birisi isen her şey yolunda gider diye düşünüyoruz ama onların da aileleri olduğunu hesaba katmıyoruz. Sanki üst sınıfta olunca doğru anne babalar da set halinde sana sunuluyormuş gibi. Halbuki gerçek böyle olmamalı. En azından tecrübelerimiz olmaması gerektiğini söylüyor. Her insan gibi onların da kendine ait sorunları olan anne babaları var.

İnsanı sadece sosyolojik açıdan değerlendirip işin psikolojik boyutunu hesaba katmayınca sorun ortaya çıkıyor. Alt sınıftan birisi neden entelektüel olamaz. Bir söz duymuştum kimindi hatırlamıyorum, şöyle bir şeydi. "Bir kişinin entelektüel olabilmesi için en az dedesinin üniversite mezunu olması gerekir" diye. Bu bence de doğru bir tespitti. O zaman olayın sadece kültürel sermaye boyutunu düşünüyordum şimdi en az onun kadar ekonomik ve sosyal sermayenin de önemli olduğunu görüyorum. Üst sınıftan olanın entelektüel olma olasılığı da, kendini gerçekleştirme olasılığı da fazla oluyor.

Neyin doğru olduğunu bilmekle bunu uygulamak arasındaki fark çok önemli. Üst sınıfta olunca bu farkın kapanma olasılığı artıyor. Ben diyelim ki en basitinden çocuğumun İngilizce öğrenmesini istiyorum bunun en kolay yolunun da özel okullar olduğunu biliyorum ama şu an bunu gerçekleştirmek için ayda en az 300-350 doları (ortalamanın üstünde kalitede olmasını istiyorsan 500-600 dolar) bir kenara ayırman gerekiyor. Aylık gelirin 500-600 dolar ise bunu yapabilmen mümkün değil. Sadece İngilizce değil mevzu. İyi bir eğitim ortamı, daha nezih ailelerin çocukları ile muhatap olma, kaliteli öğretmenlerin varlığı, sınava yönelik daha profesyonel hazırlama, sosyal ortamın zenginliği vs.... saymakla bitmez fark var devlet okulları ile özel okullar arasında.

Orta sınıfta isen çocuğunun daha iyi şartlarda olmasını sağlayamıyorsun. Bu durumda kendini suçlu ve kötü hissediyorsun. Kültürel sermayen olsa bile ekonomik sermayenin olmaması seni bir şeylerden mahrum bırakıyor.

Aslında ana fikirden kopmamak lazım. Asıl amaç kendini gerçekleştirmek ise bunu üst sınıfların tekelinde olan bir durum olmaktan nasıl çıkarırız? Sanki üst sınıftan olunca daha önce zaten biliyormuşsun da şimdi tekrar ediyormuşsun gibi bir havan oluyor. Bir bilgisayar oyununu ilk oynadığında çok hata yaparsın da oynadıkça hata yapışların azalır ya üst sınıfta olunca sanki daha önce oyunu oynamış gibi hata yapmıyorlar. Yada onlar hata yapsa bile sorun olmuyor. Sen hata yapınca canın gidiyor ölüyorsun onlar hata yapınca ya ölmüyorlar yada bir "bug" var kaldıkları yerden devam ediyorlar. Belki de sen tek şansın olduğunu düşünüp hata yapma korkusu ile stres içinde oyunu oynayıp hata yapma olasılığını artırıyorsun onlar ise hata yapsa da kıyamet kopmayacağı kafa yapısı ile daha güvenli hareket diyorlar.


Kendini tanımak, hangi konuda yetenekli olduğunu görmek ne tür bir ailede yetiştiğin ile direkt ilgili. Eğer yukarıda bahsettiğim hata yapma özgürlüğünü sana veren bir ailede isen çok daha erkenden hangi konuda yeteneklisin, ne yaparsan mutlu olursun tespit edebiliyorsun. O zaman üst sınıfta olmanın en büyük avantajı üst sınıfta bir anne babaya sahip olmak. Kendine güvenen anne babanın çocuğu da kendine güvenli oluyor.


Burada bir evrimsel bir durum var diye düşünüyorum. Yani yeterince beklersen bir notaya ulaşırsın. Ben değilsem bile çocuğum, o değilse bile torunum üst sınıfa yükselebilir. Bunun bana faydası yok ama en azından züğürt tesellisi olarak bunu söylemek mümkün. Biraz da "Amor Fati" demek gerek. Başka türlü devam edemiyorsun.


Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=vl9-cFQdTMQ&list=PLyUe4ZP5mx8anoYADT9MWff6-kgLqNplA&index=6

bottom of page