top of page

Eşitsizlik Ne İşe Yarar

Pierre Bourdieu Belgeseli: "Sosyoloji Bir Dövüş Sporudur"


Yukarıdaki başlık bir youtube videosuna ait. Videoyu izlerken bir radyo programına konuk olan Bourdieu'ya radyocu "Eşitsizlik ne işe yarar" diye bir soru sordu ve Bourdieu'nun verdiği cevap benim pek hoşuma gitmedi. Videonun altına aşağıdaki yorumu yazdım. Yazı hoşuma gitti. Buraya da alayım dedim.


Eşitsizlik ne işe yarar sorusuna metafizik demek ne derece doğru. Bence bir sosyolog bu konu hakkında kafa yormalı. Cevap bulmaya çalışmalı. Eşitsizlik varlığını devam ettirdiğine göre bir şeye de yarıyor olmalı. Örneğin dünyadaki herkes sosyolog olsa dünya yaşanabilir bir yer olur muydu? Yada dünyadaki herkes lağım temizleyicisi olsa yine aynı şekilde yaşayamazdık. Bu dünya üzerinde var olabilmemizin sebebi bu eşitsiz durum değil mi?

Bir de eşitsiz olduğunu söylediğimiz bu dünya hakkında herkes görüş birliğine sahip mi gerçekten? Birileri eşitsizlikten bahsediyor (bu birileri arasında ben de varım) ama neden birilerinin de konusu bile değil. Hem de her iki taraf için de geçerli. Yani eşitsizliğin üstünde yer alanlar için de (ki bu çok şaşırtıcı değil) altta yer alan içinde. Ne demek istiyorum? Normalde şikayet etmesini beklediğimiz, eşitsizliğe maruz kaldığını düşündüğümüz insanlar bizler kadar bu durumu kafaya takmıyorlar. Bunun farklı sebepleri olabilir. Kimisi çözümsüzlükten, kimisi umursamazlıktan, kimisi kanıksamaktan, kimisi normal gördüğünden.... İçinde bulunduğu durumdan şikayet etmeyen o kadar çok insan var ki. Sana, bana göre eşitsiz durumda olan ve bu durumda olduğu için zarar gören bir çok kişi zannettiğimiz kadar da dert etmiyorlar durumlarını.

Eşitsizlik ne işe yarar sorusuna dönersek. Şu kesin ki kaçınılmaz olanı yaşıyoruz. Başka türlü olabilse zaten öyle olacak. Doğanın bir parçası olduğumuzu yadsımamalıyız. Doğuştan sahip olduğu güçlerle alfa haline gelebilen bir aslanla mücadele eden zayıf aslan eşitsiz olan durumunu değiştirmeye çalışırsa ne olur? Tamam bizler aslan değiliz, kabul. Zekamız, kültürümüz, bilgimiz, medeniyetimiz var değil mi? Bir köye gittiğimde yaşlı bir teyzeyi görmüştüm. Nasılsın dediğimde "şükür oğlum, halim vaktim yerinde" demişti. "Bir sorunum yok, her şey yolunda." Ben şaşırmış, biraz da kızmıştım. 20'li yaşlarımda idim. Üniversitede öğrenci idim. Sosyalizmi bir ideal olarak görüyordum. Asla ulaşamayacağımız bir ütopya.

Yaşlı kadın neden kızdırmıştı beni? Nasıl olur da içinde bulunduğu duruma şükredebilirdi ki? Nasıl olurdu da sahip olduğu yetersizliklere kızmazdı? Kerpiçten duvarları olan köhne bir evi, eğer komşuları verirse yiyecek yemeği olan bir insan. Üstü başı toz içinde, elindeki çatlaklar öyle derin ki, tarifi zor. Gözlerinin feri kaçmış, bana bakarken beni gördüğü bile şüpheli. Ama öyle huzurlu ki. Şikayetten eser yok. Söz konusu eşitsizlik ise ondan daha eşit olmayanı yok çevrede ama onun için böyle bir konu anlamsız.


Eşitsizlik gençken çok kızdırırdı beni. Yaşlandıkça kaçınılmaz olduğunu anladım. Herkes doktor, mühendis olmayı hedefliyordu çocukken. Kimse bir mağazada kasiyer olmayı hedeflemiyordu ama gel gör ki neticede dünyadaki alt düzey iş ve işçi sayısı üst düzeylerden kat be kat daha fazla. Yani belki hayaller Paris ama gerçekler Yozgat oluyor ve olmaya da devam edecek.


Bir yerde okumuştum. Ortada duran o toprak parçasının etrafını çevirip de burası artık benim diyen adam dünyanın akışını değiştirdi diye. (Belki de ben uyduruyorum, böyle bir sözü kimse söylemiş olamaz. :))Kasıt şu idi: mülkiyet eşitsizliklerin başlangıcı. Birileri doğuştan birilerinden daha fazla imkanlarla bu dünyaya geliyor. Bu hem maddi açıdan böyle hem de sosyal ve genetik açıdan da. Çünkü kim ne derse desin 150 IQ ile doğan bir kişi ile 80 IQ ile doğan kişinin eşit olduğunu kimse söyleyemez. Tabi ki haklar anlamında eşitler burada kimseyi hor görmek gibi bir niyetim yok ama yaşamın kim için daha kolay olacağını hepimiz biliyoruz.


Hangi açıdan bakarsak bakalım eşitsizliğin normal olduğu yada daha doğrusu normal kabul edildiği bir dünyadayız. Eşitsizliği dert edinen insan sayısı zannedildiği kadar çok değil. Tekrara düşmek istemiyorum ama sebebi ne olursa olsun sonuçta eşitsizlik hali norm durumuna gelmiş durumda.


Son olarak eşitsizlik var ve işe yarıyor ki devam edebiliyor. Birileri doğuştan yarışa önde başlıyor ve içinde bulunduğumuz düzeni yaratan da, kuran da bu durum. Eşit eşit olarak yaşayabilmeyi becerebilecek bir tür müyüz? Sanmıyorum. Hala bir ütopya olmaya devam ediyor.


Eşit olmayı istemek bir şey uygulamak başka bir şey.


Video: https://www.youtube.com/watch?v=saZQigTgpFU&t=2095s

bottom of page