top of page
Okunduğu Gibi

Tarikatların Zihin Kontrolüyle Mücadele İkinci Yazı

İlk yazıda ne yapacağımı anlatmıştım.. Şimdi başlıyorum.


Çıkış Danışmanlığı: Arka Plan

Sayfa 2: "Yıkıcı tarikatların demokratik yaşam biçimini kasıtlı olarak baltaladığını gördükten sonra, ben de insanların haklarını korumak için bir aktivistim. Özellikle yıkıcı tarikatların son derece yetenekli ve üretken insanları bünyelerine katmak, ellerinde tutmak ve sömürmek için kullandıkları son derece sofistike teknikler hakkında herkesin bilgi sahibi olma hakkıyla ilgileniyorum. Son on iki yıldır aktivizmim ve terapist olarak çalışmalarım bu sorunlara odaklandı."

Yıkıcı tarikat kavramına dikkat çekmek istiyorum. Yani tüm tarikatların aynı çatı altında toplanması doğru değil. Yazar bir şekilde normal tarikatlarla, zararlı olanları bir şekilde ayırt etmek için bu kavramı kullanıyor.

Sayfa 5: "Yıkıcı tarikatlarda insanlara verilen zararın tek çözümünün genel nüfusu zihin kontrol gruplarına karşı "bağışıklık kazandırmak/bağışıklamak" olduğuna inanıyorum. Bunu yapmanın en etkili yolu, insanları grupların nasıl çalıştığına dair bilgi vermektir. Böylece kişinin direnci artar çünkü bir üye toplayıcı ile karşılaştığında nelere dikkat etmesi gerektiğini bilir. Bu amaçla konferanslar ve seminerler veriyorum ve mümkün olan her yerde televizyon ve radyo programlarına çıkıyorum. Bu kitabı yazmamın nedeni de bu."

Ben bu alıntıları yaparken konunun sadece tarikatlar boyutunu düşünerek okumuyorum. Zihin kontrolünü çok daha geniş anlamda düşünüyorum. Tabi ki yazarın amacı ile benim ki bire bir örtüşmüyor. O tarikatların insanları nasıl tuzaklarına düşürdüklerini, tarikatların ne amaçladıklarını, insanların bu tarikatlara girerken ne beklediklerini, nasıl tuzağa düştüklerini anlatıyor. Türkiyede tarikat bol, tarikatçılık yaygın. O yüzden ister Adnan Oktar olsun, ister FETÖ, ister Süleymancılar, Menzilciler ... saymakla bitmez dini tarikatimiz var. Sadece dini değil siyasetimiz de (ocaklar, vakıflar, dernekler vs) tarikatlar gibi işliyor. Bir de "coin"ciler var, çiftlik bankçılar var. Var oğlu var. Yani bu kitapta anlatılanlara yabancı değiliz.


Sadece burada anlatılanları takip ederken bir yandan da beynimizi yıkayan devleti, eğitim sistemini, ailelerimizi de göz önünde bulundurarak okuyun. Belki tarikatlar beynimizi daha sistemli ve amaçlı yıkıyorlar ama onlar kadar olmasa da içine doğduğumuz tolum, kültürümüz, geleneklerimizin de az payı yok zihinlerimizin kontrolünde.


Sayfa 7: "Zihin kontrolünün pek çok farklı biçimi vardır ve çoğu insan bu terimi duyar duymaz beyin yıkamayı düşünür. Ancak bu kitabın amacı -ki bu amaç onu tanımanıza ve kendinizi ve başkalarını onu kullanan gruplardan korumanıza yardımcı olmaktır- "zihin kontrolü" bir bireyin kimliğini (inançlar, davranışlar, düşünce ve duygular) bozan ve onun yerine yeni bir kimlik koyan bir etki sistemi olarak anlaşılabilir. Çoğu durumda, bu yeni kimlik, orijinal kimliğin neyle karşı karşıya olduğunu önceden bilmesi halinde şiddetle karşı çıkacağı bir kimliktir."

Ben de tam olarak bu tanım doğrultusunda kimliğimizi oluşturan şeylerin aslında neler olduğunu farketmemiz gerektiğini düşünüyorum. Benim tezim ister eğitim yoluyla olsun, ister ailelerimiz yoluyla zaten kimliğimiz oluşurken sakat oluşuyor. Tarikatlara girmek ve orada sömürülmek bunun çok uzmanlaşmış be spesifikleşmiş bir boyutu ve/veya türü.

Sayfa 11: "Bu kuruluşlarda kalan insanlar için sonuç sadece öz saygılarının değil, çoğu zaman tüm kimlik duygularının zarar görmesidir. Başkalarıyla olan bağlantıları da zarar görür; bazı durumlarda uzun süreler boyunca aile ve arkadaşlarıyla iletişimlerini tamamen kaybederler.
Bir tarikatta yaşamanın verdiği zarar, aile üyeleri veya arkadaşlar tarafından, hatta -ilk aşamalarda- böyle bir kişiyle tesadüfen ilk kez karşılaşan biri tarafından hemen fark edilmeyebilir. Ancak en kabasından en incesine kadar birçok şiddet biçimi kaçınılmaz bir sonuçtur. Yıkıcı tarikatların bazı üyeleri, katılımları sırasında dayak ya da tecavüz şeklinde fiziksel istismara maruz kalırken, diğerleri sadece uzun saatler süren yorucu, monoton çalışmanın … istismarına maruz kalmaktadır.

Bu alıntıda yazılanları okuyup da haberlerde duyduğumuz çocuklara tecavüz olaylarını hatırlamamak mümkün mü? Daha geçenlerde 6 yaşında tecavüze uğrayan kız çocuğunun başına gelenlere şahit olmadık mı? Demek ki ülke veya kültür fark etmiyor. Benzer şeyler her yerde var.

Sayfa 11: Bu tür uygulamalara sahip gruplar genellikle yüzeysel olarak saygın dernekler gibi görünürler. Zihin kontrolü kullanan tarikatlar birçok farklı insani dürtüye hitap eder. En iyi bilinenleri olan dini tarikatlar dini dogmalara odaklanır. Genellikle haberlere konu olan siyasi tarikatlar dar bir siyasi teori etrafında örgütlenmiştir. Büyük bir popülariteye sahip olan psikoterapi/eğitim tarikatları, katılımcıya "içgörü" ve "aydınlanma" kazandırma iddiasındadır. Ticari tarikatlar insanların heyecan verici ve kazançlı kariyer arzularıyla oynamaktadır. Bu yıkıcı tarikatların hiçbiri vaat ettiklerini yerine getirmez; hepsi de uzun vadede üyelerini tuzağa düşürür ve özgüvenlerini yok eder.
[......] Yıkıcı bir tarikata üye olmanın verdiği zarardan kurtulmak kolay değildir, ancak mümkündür. Benim deneyimlerim, kişinin kendisine ya da bir arkadaşına normal ve üretken bir yaşama dönmesi için nasıl yardım edilebileceğini öğrenmek üzere bazı kesin adımlar atılabileceğini kanıtlamaktadır. Tarikatın zihin kontrolü kalıcı olmak zorunda değildir."

4 çeşit tarikatten bahsediyor. Dini tarikatlar; siyasi tarikatlar; psikoterapi/eğitim tarikatları; ticari tarikatlar. Ben üçü konusunda malumat sahibiyim ama psikoterapi/eğitim hakkında pek bilgim yok. Sadece yoga, meditasyon vb işleri insanların eksikliklerini kötüye kullanmak için yapanların olduğunu tahmin edebiliyorum. Dini, siyasi, ticari cemaatlerin ülkemizde de çok yaygın olduğunu söylemek gerek.


Belki yazmak için çok geç kaldım ama kitabın başlığında geçen "cult" kelimesini tarikat diye çevirmek ne derece doğru bilemiyorum. Cult sözlükte, tarikat, kült, mezhep, tutku, merak olarak geçiyor. Tabi ki buradaki esas anlam tarikat ama cümle içinde kullanırken siyasi tarikat, ticari tarikat ne derece anlamlı bilemiyorum. Türkçede böyle bir kullanım yok. Siyasi tarikat yerine siyasi hareket, ticari tarikat yerine ticari çiftlikler demek daha mı doğru olur bilemiyorum. Tarikat yazan yerlerin aslında "cult" kelimesinin çevirisi olduğunu unutmadan devam edelim.


Zihin Kontrolü
Zihin Kontrolü



Comments


bottom of page