Sosyoloji Bölümünü kimler tercih ediyor? Neden tercih ediyor? Bir yılda kaç lise öğrencisi sosyoloji bölümüne giriyor? Üniversiteler Yüzde kaçlık dilimden gençleri sosyoloji bölümüne alıyorlar?
Sosyoloji bölümünün neden tercih edildiğine yönelik bir araştırma var mı bilmiyorum ama benim gözlemim şu yönde. En önemli sebep bir üniversite diplomasına sahip olmak. Ülkemizde her şehirde bir üniversite açma politikası biliniyor, bu üniversitelerin kalitesi ortada. Özellikle sözel bölümlerin laboratuvar gerektiren bölümlere oranla daha kolay açılabildiği de gerçek. Ülkemizde genel olarak (sadece sosyoloji için değil) üniversite bir meslek sahibi olmak için kullanılan araç durumunda. Üniversitelerin varlık sebebi akademide bilim üretmek gibi özetlenecek fonksiyonu bizim için geçerli değil. Piyasanın ihtiyaç duyduğu yetişmiş kişileri yetiştirmek üniversitenin görevi olarak algılanıyor. Belki bazı bölümler için bu doğru da olabilir. Ülkenin hekime ihtiyacı vardır bunu üniversite ile giderirsin, yada öğretmene ihtiyacı vardır yada bazı mühendisliklere.... Peki bir ülkenin kaç sosyoloğa ihtiyacı vardır? Kaç jeoloğa ihtiyacı vardır? Kaç kimyagere ihtiyacı vardır?
Üniversiteye insanlar bilim üretmek için mi gidiyor? Yada üniversiteye giden insanların yüzde kaçı akademik olarak bir kariyer hedefi yola çıkıyor? Artık sadece lisans mezunu olmak yetmiyor, o zaman ne yapalım bir de yüksek lisans yapalım. O yetiyor mu? O da yetmiyor doktora yapalım. Piyasanın sosyolog doktor talebi var mı? Piyasanın kimyager doktor talebi var mı? İnsan neden doktora yapar? Piyasada doktora yapana daha çok mu maaş veriyorlar? Doktora yapmayı insan bilim üretmek için seçmez mi? Türkiye'de insanlar neden doktora yapıyor?
İlk sorduğum soruya tekrar dönmek istiyorum. Sosyoloji bölümünü kimler, neden seçiyor? Yüzde kaçlık dilimden insanlar sosyoloji bölümüne giriyor? Türkiye'de Boğaziçi de var, ODTÜ de var, Anadolu şehirlerindeki üniversiteler de var? Bir kaç sayı buldum 2020 yılına ait. Anadolu ve Atatürk üniversitesinin 14.000 açık öğretim kontenjanını çıkarırsak yaklaşık 6800 örgün eğitimde kontenjan verilmiş. Bunlardan da yaklaşık 1000 kontenjan boş kalmış. Yani 6000 kişi sosyoloji bölümünde okumayı tercih etmiş.
Türkiye sıralamasındaki durum ne? Koç üniversitesi 5 kişi almış. Taban puana göre 1894. kişi girmiş ardından Boğaziçi 2618 taban puanı ile 60 kişi almış. Sırasıyla diğer üniversiteler 30, 4, 4 ve 60 kişi almışlar ve 13000., 16000. , 20000. ve 26000. kişileri almışlar. 26487. sırada olan kişi ODTÜ'ye girmiş. Bir kaç da alt sıralardan sayı vereyim ve bu faslı kapatıp yoruma geçeyim. Erzincan Binali Yıldırım 40 kişi almış 818 bininci, Batman 50 kişi almış 819 bininci, Sivas cumhuriyet 30 kişi 824 bininci.
Türkiye'de sosyoloji bölümünü kimler seçiyor neden seçiyor sorusunun ardından yüzde kaçlık dilimdekiler bu üniversitelere giriyor bilgisini de verdik. Koç'a giren 5 kişi ile Boğaziçi'ne giren 30 kişi dışında ilk 10 bin öğrenci arasında sosyolojiyi seçen yok. Bu ne anlama geliyor? Üniversite sınavı sıralamasında üst sıralarda olan öğrenciler ne tür öğrenciler? Bu öğrencileri diğer öğrencilerden ayırt eden ne? Bu kişiler diğerlerinden daha zeki, çalışkan, hırslı, bilinçli vs gibi kelimelerle genellenebilir mi? İstisnalar mutlaka vardır ama pozitif yönde bir çok şey söylenebilir. Her ülkede kalburüstü bir grup insan vardır ve bu insanlar da bir şekilde toplumun önünde olma potansiyeline sahiptirler. Bu insanlar arasından değişimi yaratacak olanlar çıkar.
Hangi bölümler yüzde birlik dilimde yer alıyor. Tıp, mühendislikler vs... neden? Çünkü oradan mezun olanlar daha çok para kazanıyorlar bu kadar basit. Sosyoloji bölümüne insan para kazanmak için girer mi? Sosyolog olup parayı bulacağım diye sosyolojiye giren bir kişi ancak iyi bir sinema filminin konusu olur. İdealist insanların yapacağı iştir sosyoloji.
Başka bir konu da şu:: Türkiye'nin kaç sosyoloğa ihtiyacı var? Toplamda örgün eğitime 6000 kişi girdiğine göre bu bölüme 5000’i mezun oluyor diyelim, açık öğretimden mezun olanlar da bu sayıyı artıracaktır ama kaç kişi sosyolojiyi açık öğretimden bitiriyor bilemiyorum %10 bile olsa 14000 kişinin 1500 kadarı da oradan gelse, yani yaklaşık 6500 kişi mezun olsa ve bunun yıllardır böyle devam ettiğini düşünüyor olsak karşımıza ne çıkıyor? 100 binlerce sosyolog olmalı ülkemizde. Bir ülkenin kaç sosyoloğa ihtiyacı olabilir ki? (Sosyologların ne iş yapacağı da ayrı bir tartışma konusu?)
Kimlerin sosyoloji bölümünde okuduğu konusunun özeti şu gibi duruyor. Çok parlak zekalar değil. Sadece çok küçük bir kısmı yüksek seviyede zekaya sahip olan kişiler. Geneli ise (ortalaması) vasat ve vasat altı. Sosyoloji zeka ister mi? Sosyoloji okumak hangi özellikleri ister? Bizim ülkemizde şöyle bir yanlış algı var. Eğer zekiysen sayısal bölümlerde okursun. Mühendis olursun, doktor olursun vs. O kadar yanlış bir algı ki bu. Zekiler sayısal bölümlerde okur demek kafası az çalışanlar da sözelci olur yanılgısına yol açıyor. Sayısal bölümlerin zekası yüksek olanları talep ettiği gerçeği sözel bölümleri kafası az çalışanların yapabileceği yanlış algısına sebep olmamalı. Sözel bölümler de en az sayısal bölümler kadar belli bir zekanın üstünde olmayı ister.
Aslına bakacak olursak üniversite eğitimi ortalama zekanın üstünde zekayı talep eder. Konuyu dağıtmadan devam etmek için zeka çeşitlerini vb. konuları ele almak istemiyorum. Bu aslında bilinen bir şeydir ama kimse bunu dile getirmek istemez. Türkiye’de herkesin üniversite okuması gerektiğine dair bir yanlış düzen var. Bu yanlış düzen yani bir meslek sahibi olmanın yolunun üniversiteden geçmesi herkesin üniversiteye girmek istemesine yol açıyor. Zeka seviyesi ne olursa olsun, yapabilecek olan da olmayan da, bu kapasiteye sahip olan da olmayan da üniversiteye giriyor. Sosyoloji bölümünde okumak için en başta okumayı sevmek gerekiyor. İnanılmaz sayıda kitap, makale araştırma bilmek gerekiyor. Kavramları anlamak, yorumlamak gerekiyor. Daha doğru dürüst kitap okumaktan bihaber olan bir kişinin böylesi zorlu bir yükün altından kalkması mümkün değil. Eğer yüksek bir IQ’ya sahip değilseniz bu işi becerebilmeniz mümkün değil.
Türkiye'de hangi zeka seviyesindeki kişiler sosyoloji bölümüne giriyor? Aslında bu işi becerebilecek kapasitede olmayan kaç öğrenci sosyoloji bölümünde okuyor? Aslında bu işi anlatabilecek, öğretebilecek kapasitede olamayan kaç öğretim görevlisi sosyoloji bölümlerinde ders veriyor?
Sosyoloji bölümüne giren insanlar neden bu bölümü seçiyorlar? Acı gerçek şu ki o kadar düşük puan alıyorlar ki üniversite sınavında yazabilecekleri iyi bölümlere giremeyecekleri için mecburen sosyoloji bölümüne girmek zorunda kalıyorlar. Aslında onlar için çok da önemli değil hangi bölüm olduğu, Su Ürünleri bölümü de olur, ziraat de olur, jeoloji de olur, sanat tarihi de olur… yeter ki kendilerine diploma alabilecekleri bir bölümden mezun olsunlar. Türkiye'de üniversitede okumak demek toplumsal statü kazanmak demektir. Eşe dosta ailesine kendisini kanıtlamak demektir.. O diplomanın hangi bölümden olduğu çok da önemli değil.
Peki ama bu kadar düşük seviyedeki bir eğitimden nasıl kaliteli bir bilimsel araştırma bekleyeceğiz. Hadi mevzumuz bu düşük puanlı kişilerin okuyup da akademik kariyer yapmaları olmasın. Tamam, doğru kimse onlardan böyle bir şey beklemiyor diyelim ama Boğaziçi'ne giren ilk 10 bindeki kişilerden de mi beklemeyelim? Yada ilk 30 bine giren ODTÜ’de okuyanlarda mı beklemeyelim? Fakat acı bir gerçekle yüzleşmek gerekiyor değil mi? Yaklaşık 100 üniversitenin sosyoloji bölümü olduğunu farz edersek bu bölümlerde kimler eğitim veriyor? Tam bir öğretim görevlisi piyasası yok mu? Kimler ders veriyor bu okullarda? Bu okulların da öğretim görevlisine ihtiyacı var değil mi? Birileri doktor olmalı, doçent olmalı, profesör olmalı değil mi? Bu piyasanın da kendine ait bir düzeni var.
Bir çok memurun sırf maaşları artsın diye yüksek lisans yaptığını biliyoruz. Türkiye'de kimler yüksek lisans yapıyor, doktora yapıyor, neden yapıyorlar iyi irdelenmesi lazım. Nasıl 10 binlerce yazar arasından sadece bir kaç tane Dostoyevski ayarında yazar aradan sıyrılıyorsa 10 binlerce sosyolog arasında da bir kaç tane Bourdieu var. Aslında bir çok kişi karın doyurmaya, hayatta kalmaya çalışıyor. Ayakta kalabilmek, hayata tutunabilmek gailesindeki insanlarız. Bir şekilde yuvarlanıp giderken, aramızdan bazıları bu oyunu diğerlerinden daha iyi oynayacaklar.
kaynak: https://www.universitego.com/sosyoloji-2020-taban-puanlari-ve-basari-siralamalari/
Comments