Bu yazı Youtube'da yayınlanan Pierre Bourdieu Okuma Programı | Doç. Dr. Fuat Güllüpınar (2. Bölüm) isimli videoda geçen "meraklı amatör" kavramı ve onunla ilgili tespitler üzerine kaleme alındı.
O kadar enteresan bir durum ki. Mutlaka yazmalıyım. Ben üst sınıfa dahil değilim. Annem babam köylüler ve 1968 yılında Ankara'ya göçmüşler. Babam esnaf olmuş, annem ev hanımı. Kültürel sermayemin alt yapısı bu yani. Hasbelkader ODTÜ'ye girdim. Bizim zamanımızda (vay be o kadar yaşlandım ki artık "bizim zamanımız"lı cümleler kurabiliyorum) eğitim eşitsizliği yine vardı ama bu kadar ayyuka çıkmamıştı. 5 yıllık okulu 8 yılda bitirdim, neden? Yaşadığım sorunların adını o zamanlar bilmiyordum ama şimdi görüyorum ki kültürel sermayem yetmemiş. Ayrıca Habitus'um da pek yardımcı olamamış. Her neyse. Olayın sadece sosyolojik değil psikolojik ve gelişimsel boyutları da var o konuya girmeyeyim.
Dayatılan hayatlar, doğru olduğu sanılan ama olmayan seçimler vs. 47 yaşıma geldiğimde (ölüme de gün be gün yaklaşıyor olma bilincinin katkısı ile) artık kendimi gerçekleştirme gereği duyuyorum ve açık öğretim de olsa Sosyoloji Bölümünde okumaya başlıyorum. O kadar enteresan dediğim şey de burada karşımıza çıkıyor. Fuat Bey "meraklı amatör"leri tarif ederken üst "sınıfa mensup olan, gelecek kaygısı olmayan, entelektüel dertleri olan" kişileri işaret etti. Üst sınıfa ait olmamama rağmen entelektüel kaygılarla hareket edebiliyorum ve gelecek kaygım olmadığı için bu yaşta bu işe soyunabiliyorum. Eğer sürekli bir gelirim olmasa yani geçim kaygısı çeksem bu işe başlayamazdım.
Öğrenmeyi kendinde bir amaç olarak gören bir insanım. Aslında bu yeni değil kendimi bildim bileli böyleyim ama bu amaç maddi sıkıntılar içinde olan bir insan için ütopik iken belli bir gelire ve statüye ulaştığında artık gerçekleştirilebilir hale geliyor. Zevk için öğrenmek tam bir lüks. Sosyoloji de bunun için biçilmiş kaftan. 20'li yaşlarımda iken de sosyolog olmayı çok isterdim ama olamadım (olamazdım). Çünkü kendimi geçindirme kaygım daha üstündü. Kültürel sermayem de maalesef kariyer olarak sosyolojiyi seçebilmemi engelledi. Akademisyen olmayı hayal bile edemedim. Belki doğru bir kaç insana denk gelebilsem biraz talihli olsam bambaşka olurdu her şey ama "kültürel yoksul" insanın şansı da olmuyor. Şans bile kültürel sermayesi olanlara denk geliyor. Biraz ironi yapıyorum ama kültürel sermayenin sosyal sermaye ile ne kadar iyi anlaştıkları da bir gerçek. Yani "bir kaç doğru insana" denk gelememiş olmam da sosyal sermaye eksikliğinin de olduğu aşikar.
Meraklı amatör olmanın üst sınıfla bağlantısı bu, maddi yönden özgürlük. Yani hem ekonomik hem de kültürel sermaye ile ilgili bir durum var. Benim durumumda geçmişim meraklı amatör olmamı engellemiş olsa da bugün için bunu yapabiliyorum. Kültürel olarak çok da sermaye gerektirmeyen bir durumdayım. Yani sosyolog olmakla herhangi bir beklentim yok. Maddi bir sıkıntım yok. Bu durumda sadece zevk için bu işi yapabiliyorum. Orta sınıf bir meraklı amatörüm kısacası. Gecikmeli bir kendini gerçekleştirme hali.
Comentarios